Şu an önümüzdeki en önemli konu, damar hastalıklarını önlemek, geriletmek ya da geciktirmek gibi görünüyor.
Peki nedir damarlarımızı bozan ve onları hasta haline getirerek bizi ölüme ve çeşitli sakatlıklara götüren sebep ve süreçler?
Burada 2 grup etken mevcut. Değiştirebileceklerimiz ve ne yazık ki değiştiremeyeceklerimiz.
2019 yılı istatistikleri, yine ülkemizde en sık ölüm sebebinin damar hastalıkları olduğunu gösterdi. Damar hastalıkları, tüm ölümlerin yaklaşık yarısının sebebi olarak tespit edildi. Bunun büyük çoğunluğunu Kalp Damar Hastalıkları oluşturdu.
Birinci derecede akrabalarımızda damar hastalıkları olması, yaşımız ve cinsiyetimiz ne yazık ki değiştirme imkanımız olmayan riskler. Ancak değiştirebileceğimiz çok önemli riskler de var. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, kilo fazlalığı, hareketsiz yaşam ve stres.
Yaşam tarzı değişikliği, düzenli egzersiz, diyet, fazla kilolardan kurtulma, sigaranın bırakılması ve stresten uzaklaşma ile bütün değiştirilebilir risk faktörlerini kontrolümüz altına alabiliriz.
Burada en önemli konu, belki de adının Diyabet (Şeker hastalığı) olmasına ve yüksek şeker seviyesi ile seyreden bir hastalık olmasına rağmen aslında doğrudan bir damar hastalığı olmasıdır. Çünkü bütün son noktalarını büyük ve küçük damarlarımızı tıkayarak ve bozarak gösteren bir hastalıktır. Bu sebeple bu hastalığa bir damar bozukluğu olarak bakmak daha doğru olacaktır. Bu nedenle bütün şeker hastalarının kalp, beyin, göz ve böbrek damarlarının durumunu mutlaka yıllık olarak kontrol ettirmeleri çok önemlidir.
Kardiyak açıdan henüz hasta olmayanlar yıllık olarak, diğer hastalarımızda yılda 2 ya da 3 kez Ekg, Ekokardiyografi, Efor testi ile ve gerekli kişilerde de Spect,Bt ve Anjiografi ile damar hastalıkları olup olmadığı araştırılmalı ve bu testler herkese değil doktor tarafından bireysel olarak seçerek ve düşünülerek yapılmalı.
30 yaş üstü olan herkese, tansiyon, şeker kolesterol seviyelerini bilmelerini ve düzenli kontrol ile bunlardan haberdar olunması şart !
Haftanın 5 günü en az 30 dk yapılacak mesafe kat edici sporlar, diyet ve spor yaparak ideal kiloya gelme, sigarayı bırakma ve stresi kontrol altına alma, kendilerine yapacakları en büyük iyilik olur ve hiçbir doktor ve ilaç bu faydayı sağlayamaz.
Ancak tanı konmuş hastalıklar artık ortaya çıkmışsa, tedaviye başlanması gerekmişse, ilaçlarımızı da mutlaka düzenli olarak kullanmalı ve medya güdümüne göre hareket etmemeliyiz. Size verilen ilaçların altında bir hekim imzası ve bunun sorumluluğu var, ama medyada bunları kullanmayın diyenlerin sizin başınıza gelecekler hakkında hiçbir sorumluluğu yok. Bunu unutmamalıyız.