OTOLOJİ VE NÖROOTOLOJİ (KULAK HASTALIKLARI VE AMELİYATLARI)
Odyoloji (İşitme testleri)
İşitme Cihazı tatbiki
Kulak Mikrocerrahisi
Kulak Kireçlenmesi (Otoskleroz) Ameliyatları, Lazer Teknolojisi Kullanılarak
Coklear İmplant
İşitme kaybına bağlı olarak gelişen sorunların çözümü, bireyin toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılımını sağlamakta ve yaşam kalitesini arttırmaktadır. Bu sorunun çözümünde, bireyin sahip olduğu işitme kaybı düzeyine bağlı olarak çeşitli seçenekler karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde, bu seçenekler arasında en dikkat çekici uygulamalardan biri de koklear implant ile işitmenin sağlanabilmesidir.
İşitme kaybına bağlı olarak gelişen sorunların çözümü, bireyin toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılımını sağlamakta ve yaşam kalitesini arttırmaktadır. Bu sorunun çözümünde, bireyin sahip olduğu işitme kaybı düzeyine bağlı olarak çeşitli seçenekler karşımıza çıkmaktadır.Günümüzde bu seçenekler arasında en dikkat çekici uygulamalardan biri de koklear implant ile işitmenin sağlanabilmesidir. Koklear İmplant,işitme cihazlarından az veya hiç yarar sağlayamayan ileri ve çok ileri derecede sensörinöral (sinirsel) işitme kaybı olanlara yardımcı olmak için tasarlanmış elektronik bir aygıttır. Bir Koklear İmplant sistemi iki kısımdan meydana gelir. Bunlar ; ameliyat ile yerleştirilen implant parçasının oluşturduğu iç kısım ile konuşma işlemcisi, kontrol ünitesi (mikrofon, hassasiyet ve ses ayar kontrolü), pil yuvası ve aktarıcı mıknatısı içeren dış kısımdır (kulak arkasına takılır). Koklear İmplantın çalışma şekline baktığımızda; sesler, dış parçadaki mikrofon tarafından alınır ve elektriksel sinyallere dönüştürülür. Dış seslerin oluşturduğu sinyaller konuşma işlemcisine ulaşır ve burada kodlanır (özel biçimde şifrelenmiş elektriksel uyarımlar). Uyarımlar aktarıcıya yollanır ve buradan radyo dalgaları vasıtasıyla deriden geçip implant'a ulaşır. İmplantın, koklea'da bulunan elektrotlarına bir dizi elektriksel uyarım kurgusu yollanır. Elektriksel olarak direkt uyarılan işitme siniri uyarımları alır ve beyindeki üst merkezlere yollar. Beyin bu sinyalleri ses olarak algılar.
Doğuştan veya sonradan sensörinöral (sinirsel) işitme kaybına uğrayan çocuklar veya yetişkinler, Koklear İmplant' tan her iki kulak içinde etkin bir biçimde yarar sağlayabilir. Tabii ki bu sistemin uygulanmasından ne kadar yarar sağlanacağını kesin tahmin etmek mümkün olmamakla birlikte çeşitli değerlendirmeler uygulamanın başarısı için gereklidir. Bu değerlendirmeler özel implant merkezi olan kurumlarda, pek çok aşamayı içerecek şekilde multidisipliner bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Bu ekip içerisinde aşağıdaki branşlar yer almaktadır;
1. Otolog (Kulak Burun Boğaz Uzmanı); Medikal değerlendirme (işitme kaybı sebeplerinin araştırılması ve genel sağlık durumunun değerlendirilmesi) ve koklear implant cerrahisinin uygulayıcısı,
2.Odyolog; İşitmenin değerlendirilmesi, konuşma işlemcisinin programlanması ve takip,
3.Eğitim odyoloğu; Ameliyat öncesi ve sonrası konuşma ile lisan değerlendirilmesi ve ameliyat sonrası konuşma eğitiminin düzenlenmesi,
4.Psikolog; Psikolojik değerlendirme ve aile desteği,
5.Radyolog; Ameliyat öncesi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans ile radyolojik değerlendirme,
6. Nörolog, Göz Hastalıkları Uzmanı ve Psikiatri Uzmanı; İmplant adaylarında karşılaşılan özel durumlarda destek için ekibe dahil olan uzmanlık dalları (burada adı geçmeyen diğer uzmanlık dalları ile de her zaman irtibat kurulabilir) Koklear İmplant' ın kimlere uygulanabileceği konusundaki genel kriterlere bakacak olursak;
1. Çocuklar için;
a-) Bilateral ileri veya çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı,
b-) Hastanın işitme cihazı ile ses deneyiminin olması,
c-) İştme cihazından çok az veya hiç yararlanmaması (hasta en az 3 ila 6 ay izlenmeli),
d-) Alilenin iyi motive ve beklentilerinin gerçekçi olması,
e-) Ailenin ameliyat öncesi ve sonrası eğitim programlarını takip edebilecek karalılıkta olması,
f-) İşitme cihazı ile yapılan uygun konuşma testlerinde ve rehabilitasyon programında yeterli performansı göstermesi
g-) Uygulamanın kesin olarak yapılamayacağı tıbbi sorunların olmaması,
Genel olarak bu koşulları sağlayan adaylarda, 5 yaşından önce tercihen 3 yaştan önce Koklear İmplant uygulaması yapılırsa çalışmalar implant başarısının en yüksek olduğunu göstermektedir. Ne kadar uzun süre ileri derecede işitme kaybı ile yaşanmışsa, implant'tan yarar elde etme de o kadar azalacaktır.
2. Erişkinler için;
a-) Bilateral çok ileri derecede sensörinöral işitme kaybı ( Saf ses hava yolu ve kemik yolu işitme eşikleri; 1000, 2000, 3000 ve 4000 Hz' lerdeki ortalama eşiklerin 90 dB'den daha kötü olması ve işitme cihazı ile konuşmayı ayırt etme skorunun %30'un altında olması ),
b-) Çocuklar için olan genel kriterler erişkinler içinde geçerlidir,
Çocuklarda olduğu gibi lisan yaşı ile kronolojik yaş arasındaki fark 3-4 yaş üzerinde ve işitme cihazı deneyimi olmamış ise implant uygulaması başarısı büyük ölçüde azalmaktadır.
Uygun hastaların belirlenmesinde yukarıdaki kriterlerin içinde niçin Koklear İmplant' ın uygun olmayacağının cevabının da verilmesi gereklidir. Koklear İmplant sistemleri dünyanın her yerinde binlerce insan tarafından başarıyla kullanılmasına rağmen bazı özel durumlar Koklear İmplant'ı birey için uygun kılmayabilir. Bu özel durumların bazıları şunlardır:
1. İşitme "çok iyidir"; İyi ayarlanmış bir işitme cihazı bir kişiye yeterli konuşma ve anlama kapasitesi sağlıyorsa (dudak okuma yardımı ile bile olsa) bu seçenek Koklear İmplant'tan daha iyidir,
2. Çok uzun süre ileri derecede işitme kaybı; Eğer işitsel sinir hiç veya çok uzun zamandır uyarılmadıysa, ses bilgilerinin beyine yeterli biçimde iletilmesi mümkün olmayabilir,
3. İşitme kaybının ana nedeni koklea değildir; İşitme kaybının nedeni iç kulak ile ilgili değilse Koklear İmplant yarar sağlayamaz,
4. Ameliyatın başarısız olma olasılığı; Eğer koklea, elektrotları alamayacak kadar kötü durumda veya işitsel sinir hasarlı veya mevcut değilse standart Koklear İmplant'ın yarar sağlaması olanaksızdır,
5. Tıbbi olarak uygunsuzluk; Hasta anestezi ve ameliyata dayanabilecek kadar sağlıklı olmalıdır. Ayrıca hasta ameliyat sonrası programlara uyacak ve cihazın dış parçalarını takacak koşullarda olmalıdır.
6. Uygun olmayan beklentiler; Hastalar ve ailelerinin Koklear İmplant sistemlerinin sağlayacağı yararlar konusunda gerçekci beklentiler içinde olmaları çok önemlidir.
7. Aile veya eğiticilerin yetersiz desteği; Koklear İmplant sistemin başarılı olması için ailenin veya hastaya bakanların desteği çok önemli bir faktördür. Özellikle çocuklarda bu tür destek yaşamsal önem taşır.
Koklear İmplant için uygun adayın belirlenmesi ile implant’tan nasıl yarar sağlanacağını şu şekilde özetlenebilir;
1. Günlük sesleri işitme; neredeyse tüm kullanıcılar, çevresel sesleri duyma yeteneğine sahip olurlar ki, bu şekilde trafik, alarım veya siren gibi sesleri duyacaklarından daha güvenli olacaklardır,
2. Konuşmayı anlama; özellikle çocuklarda bu algılama zaman almaktadır. Bu şekilde bireyin günlük iletişimi kolaylaşmakta ve dudak okumaya gereksinim azalmakta hatta bazılarında ortadan kalkmaktadır,
3. Konuşma becerisi; kullanıcı kendi konuşmalarını ve başkalarının konuşmalarını işiterek kendi konuşmasını düzeltebilir. Bu şekilde müzik faaliyetlerini de içerebilen sosyal ve eğitsel faliyetlerde başarı şansını yakalayabilirler,
4. Telefon kullanımı; Dudak okuma olmaksızın konuşmayı anlamaya başlayan kullanıcılar telefonla konuşma yeteneğinide kazanabilirler.
Her açıdan ameliyat için hazır olan aday için Koklear İmplant operasyonu genel anestezi altında yaklaşık 2-4 saat sürer. Koklear İmplant operasyonu riski diğer kulak operasyonları ile eş değerdedir. Kulak arkasındaki operasyon bölgesinde saç traş edilir. Kulak arkası kemikte implant için yer açılır. İç kulağa küçük delik açılır. Elektrot taşıyıcısı kokleaya (iç kulağa) sokulur. Elektrot taşıyıcısı ve implant paketi sabitlenir. Yara kapatılmadan önce elektrot fonksiyonu test edilir. Genellikle hastalar ayıldığında rahatsızlık duymaz. Ameliyat sonrası infeksiyon riski açısından koruyucu antibiyotik tedavisi verilir. Hastanın ihtiyacı olursa ağrı kesici verilebilir. Hastalar genellikle aynı gün içinde ayağa kalkarlar. Hastanede kalış süresi genellikle 3 ila 5 gün kadardır.
Konuşma işlemcisi operasyondan 3-6 hafta sonra takılır. Bu işlem odyolog tarafından yapılır. Her kullanıcı için özel olarak ayarlanır. Konuşma işlemcisinin programı sesin tınısı, gürlüğü ve zamanlama ayarlarını içermektedir. Bu ayarlama sırasında konuşma işlemcisi bilgisayara bağlanır. Bilgisayar, kontrol edilmiş seviyelerde sinyaller üretir. Kullanıcı için duyabileceği en az ses seviyesi (eşik seviyesi) ve en yüksek fakat rahatsız etmeyen ses seviyesi (en rahat seviyesi) belirlenir Kokleanın içindeki tüm elektrotlar için bu iki seviye ayrı ayrı saptanır. Bu bilgi kullanılarak bir program yaratılır. Bu program, sesleri bu iki seviyenin arasında yerleştirir. Böylece sesler duyulur, fakat hastayı rahatsız etmez. Takip eden seanslarda bu program tekrar ayarlanır. Takip sürecinde, kullanıcı ve ailesi koklear implant ekibi tarafından en büyük yararı sağlamak için düzenlenmiş takip programına mutlaka uymalıdır.
Kulak Çınlaması (tinnitus)
Bazı zamanlar kulağımda zil sesi duyuyorum bu normal midir? Tamamiyle değil. Kafa içinde ki bu seslere genel olarak tinnitus (kulak çınlaması) denilir ve çok yaygındır. Kulak çınlaması zaman zaman ortaya çıkabilir veya siz sürekli olarak bir ses duyabilirsiniz. Çok kalın veya çok ince olabilir, tek kulağınızda veya her iki kulağınızda da duyabilirsiniz. Zil sesi sürekli olduğunda bu kişiyi çok rahatsız edebilir. Hatta bu rahatsızlık kişilerin normal hayatlarını etkiliyecek boyuta kadar çıkabilir.
BAŞKA İNSANLAR KULAĞIMIN İÇİNDEKİ BU SESLERİ DUYABİLİR Mİ ?
Bu genellikle olmaz ancak bazı durumlarda dinleyen kişi bir çeşit ses duyabilir. Bu tip tinnituslara objektif tinnitus denilir. Çoğunlukla ya bir damar anormalliğinden dolayı veya kasların kasılması sonucu orta kulakta meydana gelen seslerden ötürü gelişir.
TİNNİTUS (ÇINLAMA) KONUSUNDA EN SIK RASTLANAN SORULAR
Kulak Çınlaması nın Nedeni Nedir?
Sesin sadece hasta tarafından duyulduğu subjektif tinnitusun birçok olası nedeni vardır. Bazı nedenler kötü değildir (örnek olarak küçük bir kulak kiri geçici bir süre tinnitus yapabilir.) Bunun yanında enfeksiyon, kulak zarında delinme, orta kulakta sıvı birikmesi ve orta kulakta ki kemiklerin eklem yerlerinin sertleşmesi gibi daha önemli nedenler de olabilir. Tinnitus baş ve boyun bölgesindeki damar genişlemeleri (anevrizma) veya denge ve işitmeyi sağlayan sinirden kaynaklanan bir tümörden (akustik nörinom) dolayı da olabilir. Bu problemlerde işitme kaybı da vardır. Allerji, yüksek veya düşük tansiyon, tümör, şeker hastalığı, tiroid problernleri, baş ve boyun bölgesine gelen darbeler ve birçok diğer nedenler: bazı romatizma ilaçlan, bazı antibiotikler, sakinleştirici ilaçlar ve aspirin tinnitusa neden olabilir. Her durum için tedavi çok farklıdır. Bu nedenle konusunda uzmanlaşmış bir doktora kontrol olmak ve kulak çınlamasının gerçek nedenini bulmak çok önemlidir.
Tinnitus çoğunlukla işitme sinirlerinin mikroskopla görülebilecek kadar küçük olan uçlarında meydana gelen hasarlardan ötürü gelişir. Bu sinir uçlarının sağlıklılığı doğru ve kesin duymayı sağlar ve bunlarda meydana gelecek bir hasar işitme kaybı ve tinnitusa yol açar. İlerlemiş yaşla birlikte sinir uçlarında bazı değişiklikler meydana gelir bu da beraberinde tinnitusu getirir. Günümüz dünyasında yüksek ses tinnitusun muhtemelen en sık rastlanan nedenidir ve işitme kaybına da yol açar. Ne yazık ki birçok insan endüstriel gürültünün, yangın alarmlarının, yüksek sesle müzik dinlemenin ve diğer gürültülerin ne kadar zararlı olduğundan ya habersiz yada bunu umursamamaktadır. Stereo kulaklıklarla yüksek müzik dinlemek riski daha da fazlalaştırmaktadır.
Tinnitus (Kulak Çınlaması) nın Tedavisi Nedir?
Çınlama vakalarının çoğunda özel bir tedavi yoktur. Eğer doktorunuz gerçek nedeni bulursa bunu ortadan kaldırmaya yönelik kulak çınlama tedavisi sonucunda kulağınızdaki çınlamalar da ortadan kalkar. Bunun için bazı röntgen filmleri ve denge testlerine ihtiyaç duyulabilir. Bunlara rağmen tinnitusun nedeni çoğu zaman bulunamaz. Neden ortaya konulmamış olmasına rağmen bazı durumlarda ilaçlar yardımcı olmaktadır. Kullanılan birçok ilaç vardır. Genellikle hastaya ilaç alması önerilir ve sonuç alınıp alınmadığı sorulur.
Eğer Bir Neden Ortaya Konulamazsa Kulak Çınlamasının Azalması İçin Birşey Yapılabilir mi?
Evet. Aşağıda yapmanız ve yapmamanız önerilen şeyler tinnitusunuzun azalmasına yardımcı olacaktır. Herşeyden önce işitme sisteminin vücudun en hassas ve kırılgan sistemi olduğu hatırlanmalıdır. Bu nedenle aşağıdakileri yapmanız önerilmektedir. Yüksek sesli müziğe maruz kalmaktan korunun Kan basıncını sürekli kontrol ettiriniz. Kontrol altında olması için doktorunuza başvurun. Tuz alımını kısıtlayın (fazla tuz dolaşım sisteminizi bozacaktır.) Tuzlu yiyeceklerden uzak durun ve yemeğinize tuz eklemeyin. Sinir sistemine uyarıcı etkisi olan kahve, kola ve sigaradan uzak durun. Günlük egzersizler kan akımınızı düzenler. Yeterince dinlenin ve çok yorulmaktan sakının. Sesten endişelenmeyin. Kulak çınlamanız sizin sağır olmanıza ve aklınızı kaybetmenize neden olmaz. Bu sesleri rahatsız edici ama önemsiz bir gerçek olarak kabul edin ve olabildiğince yok saymayı öğrenin. Bu çeşit kontrol ya kişinin kendini tembihlemesiyle yada maskeleme yöntemiyle başarılabilir. Sinirliliğinizi ve gerginliğinizi en aza indirin.
Maskeleme nedir?Tinnitus maskelemesi ne demektir?
Tinnitus özellikle çevre sessiz olduğu zaman, gece yatarken, daha rahatsız edicidir Tinnitusla yarışacak bir ses bir saatin tıklaması veya bir radyo, rahatsızlığı azaltacaktır. Bazı doktorlar alçak seşle FM kanallarını dinlemeyi önermektedir: Birçok hasta iki istasyon arasında ayarlanmamış radyonun çıkardığı sesi alçak sesle dinlemekten fayda bulduklarını ifade etmiştir. Böylesine statik bir ses çok rahatlatıcı olabilir. Bu ses beyaz ses olarak bilinmektedir. Bazı hastalar rahatlatıcı ses üreten elektronik aletler kullanmaktadır. Tinnitus maskeleyici işitme cihazını içine yapılan veya ona eklenen küçük bir eloktronik parçadır. Sürekli ama rahatsız etmeyecek bir ses üreterek kişinin kulak çınlamasını unutmasını sağlar.
İşitme cihazları kulak çınlamasının azalmasını sağlar mı?
İşitme bozukluğu kişilerin bazılarında çınlamanın kullandıkları cihazlar tarafından azaltıldığı veya yok edildiği söylenmektedir. Ancak işitme cihazı sadece tinnitusu önlemek için kullanılacaksa özenli bir çalışma yapılmalıdır. Genellikle işitme cihazı çıkartılınca çınlama ilk durumuna geri döner.
Baş Dönmesi (Vertigo)
Bazı insanlar denge problemlerini baş dönmesi olarak nitelendirirler. Çevrenin dönmediği bu denge bozukluğu bazen iç kulağa bağlı bir problemden dolayı ortaya çıkar.
Vertigo Nedir ?
Bazı insanlar ise denge sağlamaktaki zorluklarını vertigo kelimesiyle açıklarlar. Bu kelimeler Latince "dönmek" fiilinden gelmektedir. Bu hastalar sıklıkla kendilerinin veya çevrenin döndüğünü söylerler. Vertigo çoğunlukla iç kulak probleminden kaynaklanır.
Hareket Hastalığı ve Deniz Tutması Nedir ?
Bazı insanlar uçağa bindiklerinde veya arabada bulantı hissederler hatta bazen kusarlar. Bu duruma taşıt tutması denilir. Birçok insan bu rahatsızlığı gemiye bindiği zaman çeker bu yüzden aynı olay olmasına rağmen buna deniz tutması denilir.
Deniz tutması sadece ufak bir rahatsızlıktır. Bunun dışında herhangi bir tıbbi bozukluğun ifadesi değildir. Ancak bazen yolcular, bu rahatsızlıktan dolayı çok kısıtlanabilirler. Çok az bir kısımda da bu rahatsızlık yolculuk bitse dahi birkaç gün daha sürmektedir.
Yüz Felci Tanısı
Yüz felciyle gelen hastanın tanısı için en değerli bulgu muayenedir. Hastanın yüzüne bakarak gözlerini kapama, alnını ve kaşlarını kaldırma, burun çekme, ıslık öttürme, boynunu germe hareketi gibi belli mimik hareketlerini yapmasını istenir. Bu mimik hareketleriyle hastanın etkilenen taraftaki hasarının derecesini belirleriz. Sonrasında da yaşı, kullandığı ilaçlar gibi genel durumunu sorgulanır.
Yüz Felci Tedavisi
Hasta yüz felcini geçirdiği zaman yüzünde bir hissizlik, kayma, tükürüğünü ağız içinde tutamama gözünde yaşarma veya kuruluk hisseder ve bu durum iki üç gün içinde daha da kötüleşebilir. İyileşme süreci sinir hasarının oranına göre değişir. Sinir hasarı ne kadar fazlaysa araz kalma ihtimali ve iyileşme süreci de o kadar uzundur. Bu durumda 24 - 48 saat içerisinde tedaviye başlamakta fayda vardır. Öncelikle kortizon tedavisi uygulanır. Bu vakaların genelde %80’i 7-10 gün içerisinde; %10’u 3 - 4 hafta içerisinde iyileşir. Diğer %10’luk bölüm ise 3 hafta geçtiği halde hareket kısıtlılığı problemi yaşamaya devam edebilir. Eğer yüz sinirinde tam bir hareket kısıtlılığı var ve hiçbir düzelme yoksa bazı nörofizyolojik testlerden yararlanırız. Bunların başında EMG dediğimiz elektromiyografi testi gelir. Teste göre dejenerasyon seviyesi %95’in üzerindeyse o zaman siniri cerrahi olarak rahatlatma yoluna gidebiliriz. Onun haricinde soğuğa bağlı ya da viral enfeksiyonlardan kaynaklanan yüz felçleri %90 - 95’i kendiliğinden iyileşiyor. Ortalama iyileşme süreci üç hafta ile bir yıl arasında sürebiliyor. Sinir hücreleri günde en fazla 1-2 mm iyileşir. Genelde sinir hasarı uçtan başlar ve merkeze doğru ilerler. İyileşme ise merkezden başlar ve sinir ucuna doğru ilerler.