Ölümcül kanser türlerinin en üst sıralarında yer alan pankreas kanseri karın boşluğunun üst tarafında saklandığı ve iç kısımlara kadar yayıldığı için, teşhis ve tedavisi zordur.
Sessizce ilerleyen pankreas kanseri, semptomlarını çok geç gösterdiği için çoğu zaman son aşamalarda fark edilmektedir. O yüzden ‘erken teşhis’ pankreas kanserinde daha da önem kazanmaktadır.
Erken teşhisi sağlayacak bulgular
• İştahsızlık • Kilo kaybı • Karın bölgesinde ağrı • Bulantı • Sarılık • Kronik pankreatit • Aniden ortaya çıkan diyabet (şeker hastalığı)
Her şeker hastalığının mutlaka pankreas kanseri patolojisi olmadığı gösterilmelidir. Birden ortaya çıkan şeker hastalığının pankreas kanseri sebebi olabileceği gibi, uzun süreli şeker hastalığının da pankreas kanseri üzerinde etkisinin fazla olduğu birçok çalışma ile kanıtlanmış durumdadır.
PANKREAS KANSERİ NEDEN OLUŞUR?
Nelerin sebep olduğu kesin olarak bilinmemektedir,. Fakat pankreas kanseri olguları üzerinden belirlenen bazı risk faktörleri vardır;
• 50 yaşından sonra risk artmakta
• Erkeklerde görülme riski daha fazla
• Aşırı sigara tüketimi
• Benzin, metalurjik kokular ve böcek ilaçlarının kullanımına fazladan maruz kalmak
• Olguların yüzde 10’u kalıtsal seyretmekte
• Diyabet hastalarında diğerlerine oranla görülme sıklığı daha fazla
• İnce bağırsak ve ülser kanamalarına yönelik önceden geçirilen operasyonlar
TANI YÖNTEMLERİ
Pankreas kanserinde tanının erken konulması sinsi ilerleyip belirti ve bulgu göstermediği için zorlaşmaktadır. Bu durumda görüntüleme büyük önem kazanmaktadır. En çok kullanılan ve en iyi bilgi veren yöntem; BT(bilgisayarlı tomografi)’dir. BT, tümörün cerrahi müdahaleye uygun olup olmadığını yüksek oranda gösterebilir. Ama bazı durumlarda ameliyat sırasında da anlaşılabilir. Bu durumda hekimin cerrahi müdahale öncesinde kanserli tümörün alınıp alınmamasına karar vermesi çok önemlidir.
BT dışında, kan testi yapılarak bilirubin gibi önemli maddelerin değerlerine bakılır. Doku, idrar ve kan örnekleri alınıp ölçümler yapılır. MRI da BT kadar bize yol göstericidir. Özellikle pankreasın çevre dokularla ilgili olan bulgularda aydınlatıcıdır. Kötü huylu tümörlerde tercih ettiğimiz PET taraması da bulunmaktadır. Bunların yanında gerektiği durumlarda laparoskopi, biyopsi, ERCP, PTC gibi yöntemler de kullanılmaktadır.
Mutlak çözüm için cerrahi müdahalede bulunmak gerekir. Bunun için de tümörün cerrahi müdahaleye uygunluğu çok önemlidir.
PANKREAS KANSERİNİN TEDAVİ SÜRECİ
Pankreas kanseri için henüz herhangi bir ilaç tedavisi geliştirilememiştir. Mutlak çözüme en yakın derecede ulaşabileceğimiz cerrahi yöntemler ile müdahale edilebilir. Erken evrede teşhis edildiğinde özellikle Whipple ameliyatı ile hastanın yaşam kalitesini arttırma şansımız yüksek orandadır. Pankreas kanseri tedavisi; ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi olmak üzere 3’e ayrılmaktadır. Pankreas kanseri ameliyatları, cerrahinin en zor ve en sorunlu ameliyatlarından olup, özellikle ameliyat sonrası dönemde çıkabilecek komplikasyonlarla da hem cerrah hem de hastane imkanları yeterli özellikte olmalıdır.
WHIPPLE AMELİYATI
Pankreas kanseri tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemdir. Burada tümör tutulumunun yerine göre ameliyatın seyri de değişmektedir. Eğer tutulum pankreasın baş kısmında ise bu bölge, 12 parmak bağırsağı, ana safra kanalları ve bölgesel lenf bezleri çıkartılır. İnce bağırsak kullanılarak safra ve bağırsak devamlılığı sağlanmaktadır. Deneyimli ellerde problem yaşamadan hastalar ortalama 4 gün hastanede tedavisi sürdükten sonra taburcu olmaktadırlar. Eğer tutulum pankreasın kuyruk kısmında ise bunu yanında dalak venindeki tutulumun olup olmamasına bakılır. Dalak veninde tutulum varsa dalak da çıkarılmış olur. Uygun olan vakalarda laparoskopik (kapalı) yöntem ile de ameliyat gerçekleştirilebilir. Bu ameliyatın en zor yanı, alınan bu organların birbiri ile olan koordinasyonunun tekrardan en iyi şekilde sağlanmasıdır. Bu nedenle cerrahın tecrübesi çok önemlidir. Cerrahın yaptığı whipple ameliyatlarındaki başarı oranının yüksek olması kadar ameliyat sürecini takip edecek cerrahi ekibinde deneyimli olması şarttır. Türkiye’de maalesef pankreas tümörleri ile ilgili kişilerin fazla deneyimi bulunmamaktadır. Bundan dolayı hastanın kendisini emin ellerde hissedebilmesi için bu alanda uzmanlaşmış bir genel cerraha gitmesi fazlasıyla önem kazanmaktadır. Radyoterapi ve kemoterapi ise ileri evre pankreas kanserinde tümörün küçültülerek cerrahiye elverişli hale getirilmesini sağlamak ve ameliyat sonrasında koruyucu tedavi olarak uygulanır.
Cerrahın yaptığı whipple ameliyatlarındaki başarı oranının yüksek olması kadar ameliyat sürecini takip edecek cerrahi ekibin de deneyimli olması şarttır. Türkiye’de maalesef pankreas tümörleri ile ilgili kişilerin fazla deneyimi bulunmamaktadır. Bundan dolayı hastanın kendisini emin ellerde hissedebilmesi için bu alanda uzmanlaşmış bir genel cerraha gitmesi fazlasıyla önem kazanmaktadır.