Parkinson Hastalığı
Dünyada 10 milyon, ülkemizde 150 bin civarında Parkinson hastası olduğu düşünülüyor. Parkinson hastalığı sıklığı yaş ile birlikte arttığından yaşlı nüfusun fazla olduğu ülkelerde hastalığın görülme oranı da artıyor. Yurdumuzda her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğunu tahmin etmekteyiz. Toplumumuz, hızla yaşlanan toplumlar arasında sayılmaktadır. Artan yaşlı nüfusa bağlı olarak önümüzdeki yıllarda ülkemizde Parkinson hastalığında da bir artış yaşanacağını bekleyebiliriz.
Parkinson hastalığı var olan tedavilerle semptomların iyileştirilebildiği ve hastanın yaşamını daha az engeller hale getirilebildiği tek nörodejeneratif hastalıktır. Parkinson’da erken tedavinin hastalığın ilerlemesini geciktirmeye yardımcı olduğu ve kaliteli yaşam süresini uzattığı yönünde bilgiler mevcuttur. Bu nedenle toplumsal farkındalık ve bilinçlenme yaratmak adına her yıl 11 Nisan tarihi tüm dünyada “Dünya Parkinson Hastalığı Günü” olarak ilan edilmiştir.
Ekol hastanesi Nöroloji kliniği olarak biz de hastalığın toplumda bilinirliğini artırmaya, doğru tanınmasını sağlamaya ve toplumumuzun bu hastalık ile ilgili bilinçlenmesini sağlamaya çalışıyoruz.
İlk kez İngiliz doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanmıştır. Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır, bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır, böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz, azalmış dopamin sonucu vücutta titreme ve yavaş hareket etme gelişir. Vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan bu hastalığa parkinson hastalığı denir.
Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık sürekli ilerler, felce veya ölüme neden olmaz. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 50 yaşından sonra görülür ve erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır.
Parkinsonda risk grupları şunlardır:
Geçirilmiş beyin enfeksiyonları,
Bazı ilaçlar,
Arteroskleroz,
Ailevi sebepler,
Travma,
Zehirlenmeler,
Tümörler,
Kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi,
Esansiyal tremor,
Erkek cinsiyeti
Dikkat edilmesi gereken Parkinson belirtileri şunlardır:
Yüz ifadesinin değişmesi (sabit bakma, gözleri kırpmama)
Yürürken bir kolun savrulmaması
Vücut duruşunda bükülme (kambur duruş)
Omuzda donma ve ağrı
Bir bacağın aksaması veya sürüklenmesi
Boyunda veya uzuvlarda uyuşma, karıncalanma, ağrı veya rahatsızlık
Seste kısılma
İçten titreme hissi
İstirahat anında elde, bacaklarda ve çenede titreme
Göz kırpma sayısında azalma
Hareketin ve konuşma hızının yavaşlaması
Yazının okunaksız ve küçük olması
Parkinson günlük yaşamı nasıl etkiler?
Tedavi edilmezse gençlerde parkinson belirtileriyle başa çıkmak güçleşir. Çünkü parkinsonun başlangıç yaşı 45 yaşın altında olan hastalarda mevcuttur ve gençler yaşlılara göre belirtilerle daha uzun süre yaşamak zorunda kalacaktır. Çalışma yaşındaki hastalarda belirtiler ilerledikçe bilgisayar ve makineleri kullanmak, araba sürmek gibi aktiviteler zorlaşacak, hayat kalitesi de düşecektir.
Erken tedavinin yararları
Parkinson’u iyileştirmek mümkün değildir, ancak parkinson belirtilerini hafifletme konusunda etkili olan çeşitli tedaviler mevcuttur. Bu nedenle, belirtiler ve erken tedavi hakkında bilinçlendirme son derece önemlidir.
Erken tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşladığından, hastalar iyi bir yaşam kalitesini daha uzun süre koruyabilir. Erken tedavi, ancak erken teşhis sayesinde mümkündür; bu nedenle, Parkinson’un ilk belirtilerinin farkında olmak ve mümkün olan en kısa sürede doktora başvurmak son derece önemlidir.
Parkinson'da erken tedavinin hastalığın ilerlemesini geciktirmeye yardımcı olduğu ve kaliteli yaşam süresini uzattığı ispatlanmıştır. Bu sebeple Parkinson hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla 11 Nisan Dünya Parkinson Günü olarak kutlanmaktadır.
Parkinson hastalığı kademeli olarak ilerleyen (progresif) bir hastalık türü olup ve yol açtığı el, kol, bacak, çene ve yüzün titremesi gibi belirtiler zaman geçtikçe kötüleşir. Hastalık ilerledikçe kişi yürüme, konuşma zorluğu yaşayabilir ve günlük basit ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak duruma gelebilir.
Parkinson hastalığının tedavisi yoktur ancak bazı ilaçlarla hastalığın belirtileri hafifletilebilir. Bazı durumlarda semptomların iyileşmesi için beynin çeşitli bölgelerine cerrahi olarak müdahale edilebilir.
Parkinson Belirtileri
Parkinson hastalığında vücudun hareketlerine ve kişinin ruh haline etki eden önemli bir kimyasal olan dopamin üretimi durur. Dopamin miktarı azaldıkça Parkinson hastalığının neden olduğu belirtiler baş gösterir.
Hastalığın belirtileri kişiden kişiye göre değişebilir ve ilk belirtiler fark edilemeyecek kadar hafif olabilir. Başlangıç aşamasındaki belirtiler genellikle vücudun tek tarafını etkiler ve zaman ilerledikçe her iki tarafa birden yayılır.
Titreme: El titremesi (tremor), başparmağın kontrolsüz hareketleri, çene ve dudakta hafif titremeler Parkinson'un en sık görülen belirtileridir. Bu titremelere bacak kaslarının seğirmesi eşlik edebilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta her el titremesinin Parkinson hastalığı anlamına gelmediğidir. Ağır kaldırdıktan sonra, ellerinizi yoğun olarak kullandığınız bir iş sonrasında veya aldığınız bir ilacın yan etkisi olarak elleriniz normalden daha fazla titreyebilir. Parkinson hastalığında görülen titreme ise eller dinlenir vaziyetteyken yaşanır.
Hareketlerin Yavaşlaması (Bradikinezi): Parkinson hastalığı zamanla hareket etmeyi zorlaştırarak basit fiziksel aktivitelerin dahi uzun sürelerde yapılabilmesine yol açar. Örneğin yürürken adımlar küçülür. Hasta yürürken ayaklarını sürüklediği için yürümesi zorlaşır.
Parkinson hastaları bu durumu "sanki ayaklarım yere yapışmış gibi" olarak tanımlamaktadır. Ayrıca kasların sertleşmesi nedeniyle hareket kabiliyetini sınırlanır ve hareket sırasında ağrılar oluşabilir. Yürürken kolların sallanmaması, omuz ve kalça ağrıları/tutulması Parkinson'un hareketi ve kasları etkileyen diğer belirtileridir.
El Yazısının Küçülmesi: El yazısında meydana gelen ani değişimler Parkinson hastalığı belirtisi olabilir. El yazısında harfler küçülebilir kelimeler birbirine daha yakın ve karışık hale gelebilir. Yaş ilerledikçe el yazısının eklem ağrılarına, görme bozukluklarına bağlı olarak değişmesi normaldir ancak bu durum Parkinson hastalığındaki gibi aniden olmaz, zamanla gelişir.
Konuşmada Değişimler: Normalden daha hızlı veya alçak sesle konuşmak, konuşurken cümleler arasında durmamak, konuşmaya başlamadan önce tereddüt etmek, konuşurken el hareketlerinin, yüz hareketlerinin azalarak konuşmanın monotonlaşması gibi konuşmada yaşanan değişimler Parkinson belirtisi olabilir.
Parkinson'un Diğer Belirtileri
Koku alma yeteneğinin azalmasına bağlı olarak keskin kokuları dahi almada yaşanan sorunlar.
Parkinson'a bağlı olarak duruş bozulabilir, kişi kambur durabilir, denge ve koordinasyon sorunları yaşayabilir.
Derin uykudayken tekme atmak, yumruk atmak veya yataktan düşmek Parkinson belirtileri arasındadır.
Bağırsak hareketlerinin azalmasına bağlı olarak sıklaşan kabızlık sorunu Parkinson hastalığının ilk dönem belirtilerindendir.
Mimikler azaldığı için kişinin ruh halini yüzünden anlamak zorlaşır. Sürekli ciddi bir yüz ifadesi olabilir.
Hastalık ilerledikçe yutkunma güçlüğü görülebilir.
Hastalığa bağlı olarak kişinin duygu durumunda dalgalanmalar oluşabilir. Depresyon sık görülen bir durumdur.
İdrara çıkamama ve idrarı tutmakta zorlanma görülebilir.
Tansiyon düşebilir ve buna bağlı olarak baş dönmesi, gözlerin kararması gibi sorunlar sıklaşabilir.
Parkinson Hastalığı Nedenleri
Parkinson hastalığının tam nedeni, yani neden bazı insanlarda görüldüğü ve diğerlerinde görülmediği net olarak bilinmemektedir. Ancak bazı faktörlerin Parkinson riskini arttırdığı bilinmektedir.
Uzmanlar genlerde meydana gelen mutasyonların Parkinson'a yol açabileceğini belirtiyor ancak dünya genelindeki Parkinson hastalarının sayısı düşünüldüğünde nadir olarak görülen bu mutasyonların hastalığın tek sebebi olduğunu söylemek güç.
Parkinson hastalığına yol açtığı söylenen bir diğer faktör ise belirli bazı toksinler. Ancak yine oldukça az sayıda insan bu toksin maddelere maruz kalıyor.
Bunlar dışında yaş, cinsiyet ve kalıtımsal özelliklere bağlı olarak Parkinson'un daha sık görüldüğü bazı gruplar bulunuyor. Örneğin Parkinson en çok 50 yaş üzeri yetişkinlerde görülen bir hastalık. Ayrıca erkeklerde kadınlara oranla daha yaygın. Aile bireylerinde Parkinson hatalığı bulunanlar bu hastalığa daha çok yakalanıyor.
Sonuç olarak Parkinson'a neyin yol açtığı konusunda yeterli bir bilgi bulunmuyor ve bu alanda çok daha fazla sayıda araştırma yapılmasına ihtiyaç var.
Parkinson Hastalığı Tedavisi
Henüz Parkinson için kesin bir tedavi yöntemi bulunmamakla birlikte hastalığın yol açtığı sorunlar kontrol altında tutulabilir ve kişinin normal hayatına devam etmesi sağlanabilir.
Hastalığı geri döndürmek, ölen beyin hücrelerinin tekrar dopamin üretmesini sağlamak mümkün olmasa da Parkinson tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar beyin tarafından dopamine dönüştürülebilmektedir.
Diğer bazı ilaçlar ise dopamine dönüştürülmesine gerek kalmadan dopamin benzeri etki yaratmaktadır. Bu ilaçlar Parkinson hastalığının yol açtığı sorunları geciktirmekte, özellikle başlangıç aşamasındaki hastalığın neden olduğu problemleri hafifletmektedir.
Parkinson hastalığının yol açtığı sorunların kontrol altına alınması büyük oranda hastalığın erken teşhisine bağlıdır.
Parkinson tedavisinde ilaç tedavisine ek olarak "derin beyin stimülasyonu" adı verilen ve beynin çeşitli bölgelerine elektrotlar yerleştirilerek gerçekleştirilen cerrahi yöntem kullanılabilir.
Bu yöntemde göğüs bölgesine yerleştirilen bir jeneratöre bağlı olarak elektrik dalgaları yayan elektrotlar Parkinson belirtileri hafifletmek için kullanılır. Derin beyin stimülasyonu yöntemi genellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen, durumu ilerlemiş Parkinson hastalarında kullanılan bir yöntemdir.
Parkinson hastalığının zamanla ilerleyen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır. Bazı insanlar hastalık nedeniyle ağır engelli hale gelebilir ancak bazı hastalarda minör motor aksaklıklar yaşanabilir.
Bazı hastalar için el titremesi en önemli sorunken diğerleri için el titremesi diğer sorunların yanında küçük bir problem olarak kalabilir. Bu nedenle kimse hastalığın ilerleyişi ve görülecek belirtiler konusunda kesin bir tahmin yürütemez.