Plonidal Sinüs (kıl dönmesi) ve tedavisi
Pilonidal sinüs hastalığı temel olarak içerisinde kıl bulunan boşluk ya da abse dokusudur. En sık kuyruk sokumu üzerinde yerleşir.
- Gelişimine ait iki teori vardır:
- 1. Konjenital teori: Bu teoride anne karnında iken (fetüste) cilt altı dokularda orta hattın eksik birleşmesi sonucu dermal kist kalıntısı olarak geliştiği varsayılır
- 2. Edinsel teori: Serbest kıl cilde saplanarak cilt altına geçtiği, cilt altında enfeksiyon abse gelişimi ve absenin cilde açılmasıyla pilonidal sinüs oluştuğu varsayılır. Günümüzde edinsel teori daha yaygın olarak kabul görmektedir.
- Risk Faktörleri:
- Vücudun kıllı olması ve dökülen kıl miktarının fazla olması
- Kalça aralığının dar ve derin olması
- Derinin nemli ve masere kalması
- Bölgede çatlak ya da skar dokusu
- Uzun süre oturarak çalışma
- Kötü hijyen en önemli risk faktörleridir.
- En sık bulgu anüsün 3-5 cm yukarısında kuyruk sokumu üzerinde bir ya da birden fazla küçük delik (sinüs ağzı) bulunmasıdır.
- Enfekte olmadığı müddetçe deliklerden pembe akıntı dışında şikayet olmayabilir.
- Altta oluşan boşluk (sinüs) içerisinde enfeksiyon ve abse gelişebilir. Bu durumda ani başlayan üzeri kızarık, sıcak, hassas şişlik oluşur ve sürekli zonklar tarzda ağrı olur. Bu dönemden sonra ya şişlik kendiliğinden kötü kokulu sarı renkli akıntı ile boşalabilir ya da lokal cerrahi müdahale ile boşaltılabilir. Abse boşaltıldıktan sonra hastalığın çözümüne yönelik kalıcı müdahale yapılmaz ise abse atakları tekrarlayabilir.
TEDAVİ:
- Hiçbir belirti vermemiş, şikayet yaratmayan, abse atağı yaşanmamış, küçük, komplike olmamış hastalıkta öneriler dışında ek tedaviye gerek yoktur.
- Abse oluşmuşsa
- Abse boşaltılır. Boşaltma işleminden sonra hastalık %30-50 nüks (tekrar) eder. Nüks riskini azaltabilmek için boşaltma işlemi ile birlikte kristalize fenol uygulanabilir. Fakat abseli dokuda yeniden abse oluşumu riskini arttırabileceği için her zaman tercih edilen bir işlem değildir.
- Akıntılara neden olan kronik pilonidal hastalıkta ameliyatsız yöntem olarak bilinen kristalize fenol tedavisi ya da cerrahi yöntemler uygulanmalıdır.
- Kristalize Fenol uygulaması: Bu yöntemde sinüs çevresi lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra ek bir kesi yapılmadan sinüs ağızlarından ince bir aletle girilerek sinüs içerisinde kıllar ve epitelize doku temizlenir. Sonrasında sinüs içerisine iyileşmeyi hızlandırabilmek için kristalize fenol yerleştirilir. Bu yöntem lokal anestezi ile uygulanıp, ek kesi yapılmadığı için hastanın gündelik yaşamını çok az etkiler. Başarı şansı %80-90, nüks riski %5 oranında olup cerrahi tedaviye yakındır.
- Cerrahi Yöntemler
- Kistotomi: Sinüs tavanı açılıp, içi temizlenip kürete edilerek iyileşmeye bırakılır. İyileşme 4-6 hafta sürer, nüks riski %5-19’dur.
- Bascom Ameliyatı: Kistotomi ile benzerdir. Sadece kesi kist üzerinden değil yandan yapılır.
- Pilonidal Sinüsün tamamıyla çıkarılması: Çıkarma işlemi sonrasında:
- Yara yeri açık bırakılarak kendiliğinden iyileşme beklenebilir. Nüks riski kısmen düşük (%1-6) ama iyileşmenin uzun sürdüğü bir yöntemdir.
- Yara yeri direkt kapatılabilir. İyileşme kısmen hızlı ama nüks riski (%16-22) yüksek bir yöntemdir.
- Fleb yöntemleri (Karydakis, Limberg, Dufourmental fleb, Z plasti): Direkt gerginlik olmaksızın karşılıklı olarak dikilemeyen yara yerinde çeşitli fleb yöntemleri kullanılabilir. Nüks riski daha düşüktür. Fakar bir çoğunda kesi büyük olacağı için skar (iz) daha geniştir.
- Pilonidal hastalık tedavisi sonrasında en can sıkıcı nokta nüks riskidir. Nüks riskini azaltabilmek için
- Kuyruk sokumu(sinüsün en az 3-4 cm yarıçapı uzaklıkta olacak kadar) kıldan arındırılmalı
- Her gün duş alınmalıdır (pamuk ve kıllar uzaklaştırılmalıdır)
- Tedavi yöntemi cerrahi uygulama ise
- Skar dokusu (cerrahi sonrası oluşan iz) orta hatta olmamalı
- Yara enfekte olmadan iyileşmeli
- Ameliyatta doku gerginliksiz olarak kapatılmış olmalı
- Orta hatta ölü boşluk kalmamalıdır.