Spor yaparak formda ve sağlıklı vücuda sahip olmak ve güzelleşmek isteyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bunların yanı sıra obezite ve diyabet hastaları gibi zorunlu olarak spora yönlenen bir grup insan bulunuyor. Bu nedenle spora bağlı sakatlıklara her geçen gün daha sık rastlanıyor.
SINIRLARINIZI BİLİN
Spor yaparken sakatlanmanın en önemli nedenlerinden birisi doğal yaşlanmadır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücuttaki D vitamini ve kollajen miktarında ciddi bir azalma yaşanırken, kemik, kas ve tendon dokularındaki kırılganlık artar. Bu durum sportif yaralanmalarda artışa neden olabilmektedir. Belli bir yaş sonrası kişinin sınırlarını bilerek spor yapması, yaşanacak olası sakatlıkların önüne geçerek daha uzun ve sağlıklı bir sportif yaşam sürülmesini sağlar. Özellikle menopoz sonrası dönemde olan kadınlarda aşırı yüklenmelerden kaçınılmalıdır.
Bu açıdan bakıldığında düz yürüyüş, pilates ve yüzme gibi sporlar çok uygundur. Özellikle spor yaralanmalarında uzman bir ortopedist tarafından yapılacak kontrollerden sonra kişiye uygun sporun ve sıklığının belirlenmesi önemlidir.
DÜZENSİZ YAPILAN SPOR SAKATLIKLARA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Sportif yaralanmaların büyük çoğunluğu aşırı yüklenmelerden meydana gelmektedir. Hafta içi çalışan kişiler, kışın alınan aşırı kilolarından kurtulmak için özellikle bahar aylarında spora yüklenmektedir. Bu yüklenmeler genellikle düzenli bir şekilde olmayıp, hafta sonları olmaktadır. Düzenli olarak spor yapmayan bir kişinin yüksek tempolu bir spora başlaması da sakatlığı beraberinde getirmektedir. Kişinin spora başlangıç yaşı, varsa spora verdiği ara önemlidir.
SPOR ÖNCESİ HAZIRLIKLAR ÇOK ÖNEMLİ
Aşırı sıcak veya soğuk hava, spor yapılan ortamın zemininin bozuk olması, yanlış ayakkabı ve yanlış malzeme seçimi gibi çevresel koşulların eksik veya yetersiz olması, istenmeyen sakatlanmalara yol açabilir. Bunların yanı sıra fiziksel eksiklik, kas zayıflığı, aşırı yüklenme, yorgunluk ve spor öncesi iyi ısınmamak gibi kişisel nedenler de spor yaparken sakatlanma riskini artırmaktadır.
SPOR DALI SEÇİMİ YAŞ VE KAS GÜCÜNE UYGUN OLARAK YAPILMALI
Hareketsiz yaşam tarzının neden olduğu sağlık sorunlarını önlemek için mutlaka spor yapmak gerekir. Ancak sağlıklı olmak için yapılan sporun sakatlanmalara yol açmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Kişilerin fiziksel özelliklerine, yaşa ve kas gücüne uygun spor dallarına yönelmeleri sakatlanma riskini azaltır. Spor sakatlanmaları yapılan sporun branşına göre değişmekle birlikte, sıklıkla uyluk, ayak bileği, diz ve kasık bölgelerinde görülür. Kolun daha çok kullanıldığı spor dallarıyla ilgilenen kişilerde ise omuz ve dirsek yaralanmaları daha sık ortaya çıkabilir.
SAKATLANMALARI NASIL ÖNLERİZ?
Özellikle 40 yaşından sonra spora başlamaya karar verenler mutlaka check-up yaptırılmalıdır. Yapılan tetkiklerin sonuçları normal ise belirli bir program dahilinde düzenli spor yapılmalıdır. Açık havada yapılan spor, D vitamini alımını artıracağı için yaralanmaların azalmasında da önemli bir etken olmaktadır. Spor mümkün olduğunca uygun iklim koşullarında, düzgün ve çok sert olmayan bir zeminde gerçekleştirilmelidir.
Kişinin anatomik özelliklerine ve ayak yapısına uygun, mümkünse gerekli analizlerin gerçekleştirilmesi sonrası kaliteli malzemeyle üretilmiş kişiye özel tabanlıklarla birlikte kullanılan kaliteli spor ayakkabıları tercih edilmelidir. Pilates, aerobik jimnastik, ağırlık çalışması ve kardiyo egzersizleri ortalama 18-20 derece sıcaklıkta ve yüzde 40-60 arası nem düzeyinde olan ortamlarda yapılmalıdır. Sabah 6-8 arası ve öğleden sonra 4-7 arası spor için en uygun saatlerdir. Spordan önce en az 10 dakika ısınılmalıdır. Eğimli yerlerde yürümek ya da sürekli merdiven inip çıkmak sakatlanmalara neden olabilmektedir. Yürüyüş bantlarında verilecek eğim kişinin diz, kalça ve belinde sorunlar çıkartabilmektedir. Spor sırasında oluşan sıvı ve elektrolit kaybını önlemek için spor sırasında ve sonrasında başta su olmak üzere bol sıvı tüketilmelidir. Spor sonrası mutlaka esneme germe hareketleri yapılmalıdır. Her gün ideal olarak en az 8 saat uyku süresi, vücudun dinlenmesi ve fiziksel aktivitelerin koordinasyonu açısından çok önemlidir
Ciddi sportif yaralanmalarda ise 3 haftadan daha uzun süre spor yapılamaz ve bu yaralanmalar kalıcı sakatlıklar ile sonuçlanabilir. Kalıcı yaralanmalar; kırıklar, çıkıklar, eklem içi kıkırdak zedelenmeleri, bağ ve tendon yırtıkları olup ameliyat gerektirebilir.
SAKATLIKTA İLK MÜDAHALE ÇOK ÖNEMLİ
Spor yaralanmalarında ilk müdahalelerde, acil cerrahi gerektirmeyen durumlarda, soğuk tedavisi ana tedavi yöntemlerinden biridir. Soğuk tedavisinde amaç, kanama ve yangıyı kontrol altında tutmak, dolayısıyla ağrı ve ödemi azaltmaktır. Soğuk uygulama sayesinde yaralanan bölgede kan akımı yavaşlar ve böylelikle kanama ve ağrı azalır. Tüm spor yaralanmalarından sonra şişlik ve kanamaya ait işaretler kaybolana kadar, genellikle ilk 48-72 saat, soğuk tedavisi yapılmalıdır. Soğuk uygulaması 2-3 saatte bir, 10-20 dakika arası buz torbaları veya dondurulmuş jeller ile deriye direk temas etmeden uygulanabilir. Sakatlanan bölgenin doktor kontrolüne kadar istirahate alınması ve kompresif sargı ile sarılarak en az kalp seviyesi yüksekliğinde tutulması travmanın ilk müdahalesinde çok önemlidir.
KALICI YARALANMALAR CERRAHİ TEDAVI GEREKTİREBİLİR
Spor yaralanmalarının büyük bir çoğunluğu kalıcı bir sakatlık bırakmaksızın iyileşir. Bu yaralanmalar ciddiyet derecesine göre 3 şekilde görülmektedir. Hafif düzey yaralanmalarda 1-7 gün arası sportif faaliyetlere katılmamak önerilirken, orta düzeydeki yaralanmalarda 1-3 hafta arası spordan uzak kalınması gerekir. Ciddi sportif yaralanmalarda ise 3 haftadan daha uzun süre spor yapılamaz ve bu yaralanmalar kalıcı sakatlıklar ile sonuçlanabilir. Kalıcı yaralanmalar; kırıklar, çıkıklar, eklem içi kıkırdak zedelenmeleri, bağ ve tendon yırtıkları olup ameliyat gerektirebilir.