Yunanca eğri, çarpık anlamına gelen skolyoz, omurganın en sık görülen şekil bozukluklarından biridir. Andre 1741 yılında eğri omurgayı ortopedinin sembolü olarak tasarlamıştır.
İnsan arkadan bakıldığında tam düz olmalıdır. Skolyoz omurganın ‘S’ veya ‘C’ şeklinde sağ ya da sol yana doğru eğrilmesi olarak tarif edilmektedir. Omurgadaki bu yana eğrilme omurların kendi içinde dönmesi(rotasyonu) ile birlikte olduğundan üç boyutlu bir deformite meydana gelmektedir.
SKOLYOZUN SIKLIĞI
Skolyoz, toplumda yaklaşık yüzde 1 ile 3 oranında görülür. Bunlardan çok büyük bir kısmı düşük dereceli eğriliklerdir. Kız çocuklarda erkek çocuklara göre yaklaşık 7-8 kat daha sık görülür. Omurgasında eğriliği olan kişilerin ancak yüzde 10’unda skolyoz tedavi gerektirecek dereceye ilerler.
SKOLYOZ TARAMASI
Her iki omuz ya da kürek kemiği arasında (asimetri) farklılık olması, kaburga deformitesi, leğen kemiği asimetrisi, bel kıvrımı asimetrisi, meme asimetrisi, başın gövde üstünde orta hatta durmaması gibi durumlarda skolyozdan şüphelenilmelidir. Taramada en yararlı yöntem, Adams öne eğilme testidir. Arkadan gözlenen çocuğa, omurgası yatay pozisyona gelene kadar dizlerini bükmeden öne eğilmesi söylenir. Skolyoz mevcutsa, sırtın bir tarafı diğerinden daha yukarıdadır (genellikle sağ taraf). Çocukta bu bulgulardan en az biri saptandığında doktora başvurulması gerekmektedir.
Taramada en yararlı yöntem, Adams öne eğilme testidir. Arkadan gözlenen çocuğa, omurgası yatay pozisyona gelene kadar dizlerini bükmeden öne eğilmesi söylenir. Skolyoz mevcutsa, sırtın bir tarafı diğerinden daha yukarıdadır (genellikle sağ taraf). Çocukta bu bulgulardan en az biri saptandığında doktora başvurulması gerekmektedir
SKOLYOZ TEDAVİSİ
Skolyoz tanısı alan her çocuğun tedavisi kendisine özgüdür. Tedaviyi, ilk tanı aldığı yaştan, ilk tanıdaki eğrilik derecesi, eğriliğin yeri, şekli ve tipi, muayene bulguları, kişinin büyüme potansiyeli, iskelet gelişiminin yani büyümenin devam edip etmeyeceği şekillendirir. Altta yatan ve skolyoza neden olan hastalığa göre de tedavi değişkenlik gösterir. Skolyozların büyük bir çoğunluğu herhangi bir tedavi gerektirmez, belirli bir derecede durur ve ilerlemez. Hastanın hayatını herhangi bir şekilde olumsuz yönde etkilemez. Bir kısmı ise büyüme dönemlerinde hızlı boy uzamasından etkilenerek ilerler ve tedavi gerektirir. Genellikle tedavide ilk seçenek izlemdir. 20 dereceden küçük eğrilikler için izlem uygundur. Çocuk belirli aralıklarla takip edilir. Her ne kadar bazı görüşler faydası olmadığını düşünse de sırt kaslarını güçlendiren ve dengeleyen sportif faaliyetler ve egzersizler önerilir. Diğer bir tedavi yöntemi, korse tedavisidir. Erken dönemde görülen ve ilerleyerek ciddi bir boyuta ulaşacağı düşünülen hastalarda genellikle korse tedavisi uygulanır. Eğriliği 20-40 derece arasında olan ve büyüme potansiyeli olan kişilerde etkili olan bir yöntemdir. Korse tedavisi kişiye özel, eğriliğin tipi ve yerine göre yapılmaktadır. Korse tedavisinin temel amacı eğriliğin ilerlemesini durdurmak ve eğriliğin kabul edilir pozisyonda iskelet gelişiminin tamamlandığı yaşa ulaşmasını sağlamaktır. Korsenin günde en az 20 saat takılı kalması etki gösterme açısından önemli bulunmuştur.
Son tedavi seçeneği ise cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavide en önemli kriter, eğriliğin derecesidir. Kritik dereceyi aştığı düşünülen skolyozlarda hem ilerlemeyi engellemek hem de deformiteyi düzeltmek için ameliyat uygulanır. Cerrahi, genel olarak bel eğrilikleri 40-45 dereceyi aşan, sırt eğrilikleri 50 dereceyi aşan eğriliklerde önerilir. Sıklıkla sırttan yapılan girişimlerle takılan, pedikül vidası adı verilen özel enstrümanlar kullanılarak ameliyat uygulanır. Omurgayı düzeltmek ve sabit hale getirerek dondurmak amaçlanır. Bu nedenle mümkün olan en az omur seviyesinin ameliyat edilmesine özen gösterilir.
Skolyozların büyük bir çoğunluğu herhangi bir tedavi gerektirmez, belirli bir derecede durur ve ilerlemez. Hastanın hayatını herhangi bir şekilde olumsuz yönde etkilemez. Bir kısmı ise büyüme dönemlerinde hızlı boy uzamasından etkilenerek ilerler ve tedavi gerektirir.