Kalpten damar içine pompalanan kanın, atardamar duvarına yaptığı basınca tansiyon denilir. Büyük (sistolik) ve küçük (diyastolik) tansiyon olmak üzere iki bileşeni vardır. Genelde, büyük tansiyon 100 ile 140 mmHg arası normal kabul edilirken, küçük için ise 60 ile 90 mmHg arası normal kabul edilir. Hastane veya ofiste kan basıncının 140/90 mmHg ve üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanır. Hipertansiyon, erişkinlerin üçte birini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşla birlikte sıklığı artar ve 65 yaşın üzerindeki bireylerin 2/3’ünde yüksek tansiyon gözlenir. Toplumun giderek yaşlanması, şeker hastalığının (Diyabet) ve şişmanlığın artması nedeniyle hem hipertansiyon sıklığı artmakta hem de tansiyonu düşürmek zorlaşmaktadır.
Erişkinlerde görülen hipertansiyonun %90-95 herhangi bir neden saptanamaz (Esansiyel tansiyon). Genetik yatkınlık, fazla tuz tüketimi, şişmanlık, stres, hareketsizlik başlıca kolaylaştırıcı faktörlerdir. Hastaların %5-10’unda tansiyon yüksekliğine yol açan neden bulunabilir (İkincil hipertansiyon). Bunların %70’ini böbrek hastalıkları oluşturur. Kalanını ise böbrek üstü bezi hastalıkları, tiroid ve paratiroid bezi hastalıkları, doğumsal aort darlığı/koarktasyonu ve uyku apne sendromu oluşturur. Ayrıca, kortizon, siklosporin, ağrı kesiciler, grip ilaçları (dekonjestanlar), keyif verici ilaçlar/maddeler, doğum kontrol hapları gibi ilaçlar da hipertansiyona yol açarlar.
Yüksek kan basıncı, uzun dönemde, kalp, beyin, atardamarlar, böbrek ve göz gibi hedef organları etkileyerek bu organlarda hasara yol açmaktadır. Bu hasarlar, kalp krizi (Miyokart enfarktüsü), kalp yetersizliği, inme (felç), beyin kanaması, böbrek yetmezliği, aort damar genişlemesi/yırtılması ve göz dibinde kanamadır. Kan basıncı kontrol edilirse, organlarda gelişen bu hasarlar önlenebilir veya hasar riski azaltılabilir. Maalesef, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, kan basıncı hedefine ulaştırılan hasta oranları düşüktür. Hastanın tedaviye uyumsuzluğu, hastalık hakkında farkındalık eksikliği, sürekli ilaç kullanımı ve yan etkiler gibi pek çok faktör bu başarısızlıkta rol oynamaktadır.
Belirtileri Nelerdir?
Uzun süre belirti vermeden ilerler ve zaman içinde hedef organlarda hasara yol açar. Başlıca belirtiler, başağrısı, baş dönmesi, sersemlik hissi, nefes darlığı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, çarpıntı, burun kanaması ve kulak çınlamasıdır. Ayrıca, hedef organlarda gelişen hasara göre belirtiler çeşitlilik gösterir. Ciddi yükselmelerde (>220/120 mmHg), şiddetli başağrısı, bulantı-kusma, görme ve bilinç bozukluğu görülebilir. Bu durum acil tedavi gerektiren bir durumdur. Yine ani ciddi yükselmelerde beyin kanaması ve felç gelişebilir.
Nasıl Tanı Konulur?
Kan basıncı, hastanede, evde veya 24-saatlik (Tansiyon holteri) takiple ölçülerek tanısı konur. Tansiyon ölçümünün doğru yapılması çok önemlidir. Ev ölçümlerinde, bilek yerine koldan ölçüm yapan cihazlar tercih edilir. İki ölçüm yapılıp ortalaması alınmalıdır. Başlangıçta her iki koldan ölçüm yapılmalı ve takiplerde yüksek olan taraf esas alınmalıdır. İki kol arasında fark 10 mmHg’yi geçmemelidir. Kol kalp hizasında olmalı ve altına destek konulmalıdır.
Hastane ölçümlerinde 140/90 mmHg, ev ölçümü ve tansiyon holterinde 130/80 mmHg üst sınır olarak kabul edilir. Tansiyonun yükseklik derecesi ve hedef organ hasarına göre hipertansiyon evrelemesi yapılır ve tedavi yoğunluğu arttırılır.
Tansiyon holteri, hipertansiyon tanı ve takibinde ideal bir yöntemdir ve mümkünse her durumda kullanılmalıdır. Normal değerler; 24 saatlik ortalama <130/80 mmHg, gündüz ortalama <135/85 mmHg ve gece ortalaması <120/70 mmHg’dir. Ev ölçümleri 5-7 gün boyunca sabah ve akşam, sakin zamanda yapılmalıdır. Ev ölçümleri ortalaması ≥135/85 mmHg ise hipertansiyon tanısı konulur. Tanı aşamasında, ayrıntılı fizik muayene yapılır. Elektrokardiyogram (EKG), laboratuvar testleri (Kan şekeri, üre, kreatinin, sodyum potasyum, kalsiyum, ürik asit, lipit düzeyleri, tam kan sayımı) ve tam idrar tahlili yapılır. Gerektiğinde, ekokardiyografi, batın-böbrek ultrasonu ve idrarda protein/mikroalbümin istenir.
Nasıl Tedavi Edilir?
Hipertansiyon tedavisinin amacı, kan basıncını 140/90 (Ev ölçümü <130/80) mmHg altına düşürmektir. Hastada, kalp hastalığı, şeker hastalığı, böbrek yetersizliği gibi organ hasarı varsa kan basıncını 130/80 mmHg altına indirmek hedeflenir. Ancak, ileri yaşlı (>75 yaş) ve kırılgan hastalarda biraz daha esnek davranılır.
Tedavi, yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve ilaç-dışı spesifik tedaviler olmak üzere üç bileşeni vardır. Yaşam tarzı değişikliği olmadan ilaç tedavisi yetersiz kalır. Yaşam tarzı değişiklikleri; Kilo verme/kontrolü (Vücut kitle indeksi <25 kg/m2), tuzu kısıtlama (<5 gr/gün), düzenli egzersiz (Haftada en az 5 gün 30-45 dk), hipertansiyon diyeti, alkolü kısıtlama ve sigara bırakmayı içerir. Hipertansiyon diyeti; Bol meyve-sebze tüketimi, az yağlı süt ürünleri, bitkisel proteinler, kolesterolden fakir bol lifli beslenme ve haftada 2 kez balık tüketimini içerir. Doymuş-katı yağlar kısıtlanmalıdır.
İlaç tedavisi hastaya göre değişir, yani ilaçlar hastaya özeldir. İlaçlar sürekli kullanılmalı ve kendi başına kesilmemelidir. İlaçlarla ilgili yan etki yaşandığında doktora danışılmalıdır. Bu ilaçlar bağımlılığa neden olmaz. İlaçları olası yan etkilerinden dolayı bırakmak doğru değildir.
Kan basıncı kontrolü sağlamak için, başlıca beş grup ilaç seçeneği vardır; Diüretikler (idrar söktürücüler), beta blokerler, kalsiyum antagonistleri, ACE inhibitörleri ve anjiyotensin reseptör blokerleri (ARB) bulunmaktadır. Bu ilaçların tek başına veya kombine formlarıyla etkin oldukları pek çok çalışmada gösterilmiştir. Hipertansiyon şiddetine ve hedef organ hasarı veya eşlik eden hastalığa göre tekli veya çoklu ilaç tedavileri seçilir. Kan basıncı kontrolü için hastaların 2/3’ünde ikili veya üçlü ilaca gereksinim duyulur. Ülkemizde, hedefe ulaştırılan hasta yüzdesi maalesef düşüktür (<%30).
Hipertansif özel durumlar
1. Hipertansif acil durum: Ciddi kan basıncı yüksekliğiyle (>220/120 mmHg) birlikte yeni gelişen hedef organ hasarının olduğu durumlardır. Ör: Hipertansif ensefalopati, akut inme, AKS, akut sol kalp yetersizliği, akut aort diseksiyonu. Hasta yatırılarak tedavi edilir.
2. Malign hipertansiyon: Küçük tansiyon >130 mmHg ile beraber hedef organ hasarının olduğu, şuur bozukluğu, bulantı-kusmanın ve akut böbrek yetmezliğinin eşlik ettiği hipertansif acil durumdur.
3. Hipertansif ivedi durum: Yeni organ hasarı olmayana ciddi kan basıncı yüksekliğidir (>180/110 mmHg). Ör. Preop hipertansiyon, kontrolsüz ciddi HT, hipertansif burun kanaması. Hastalar, ağızdan hızlı etkili ilaçlarla (Ör. Kapril 25 çiğnetilip yutulur) tedavi edilir.
4. Dirençli hipertansiyon: Yaşam tarzı değişikliklerine ek olarak biri diüretik olmak üzere 3 farklı sınıftan ilaca rağmen kan basıncının normal değerlere (<140/90) getirilememesidir. Sıklığı %10-30 arasında değişir. Tedavisi, daha çok ilaç ve özel girişimler (Renal stent/denervasyon, şah damarı pili vb) gerektirir.