SAFRA KESESİ POLİPLERİ VE TEDAVİSİ
Safra Kesesi karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karaciğerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organdır. Ortalama uzunluğu 10 cm. genişliği 3 cm. olan küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. Görevi; safra sıvısını depolamak, konsantre etmek ve yemekler mideden incebağırsağa geçtiğinde kasılarak içinde biriktirdiği safrayı barsağa akıtmaktır. Böylece yediklerimizin sindirilmesine yardımcı olur.
Safra kesesinde; taşlar, polipler, fonksiyon bozuklukları ve safra kesesi kanserleri gibi çeşitli hastalıklar görülebilir.
Polip Nedir? Safra Kesesinde Görülme Sıklığı Ne Kadardır?
Sindirim sisteminin iç yüzünü döşeyen mukoza tabakasındaki hücrelerin bulunduğu yerde büyüyüp minik bir yumru oluşturmasına polip adı verilir. Polipler sindirim sisteminin tümünde değişik oranlarda görülebilir. Polikliniklerde ultrasonografi (USG) yapılan tüm hastaların %1.5-4.5’inde safra kesesi polibi tespit edilir. Hastalık 40 yaşlarında ve kadınlarda daha sık olarak görülür. Çocukluk çağında çok nadir görülmekle birlikte tespit edildiğinde ek inceleme gerektirir.
Belirtileri Nelerdir?
Bulantı, kusma, karın ağrısı (üst karın bölgesinden başlayıp sırta sağ kürek kemiğinin altına vuran şekilde bir karın ağrısı), sarılık görülebilir. Fakat genellikle safra kesesi polibi olan kişilerde herhangi bir belirti yoktur ve polipler başka bir nedenle yapılan karın USG’si sayesinde tesadüfen saptanırlar.
Safra Kesesi Polipleri Neden ve Ne Kadar Önemlidir?
Safra kesesi içinde gerçek polipler (adenomatöz polip) çok nadiren görülür. Safra kesesindeki poliplerin çoğu; kanser riski içermeyen kolesterol polipleri (%60’ı), adenomyomlar (%25’i) ve inflamatuar poliplerdir (%10’u). Safra kesesindeki gerçek polipler olan adenomlar ise tüm safra kesesi poliplerinin sadece %4-5’ini oluşturur. Fakat kanserleşme riski taşıdıkları için asıl önemli olan bu gruptur.
Adenomların %25’i kanserleşir ve 12 mm.’den daha büyük tüm adenomlar kanser hücresi taşır. Başka bir deyişle tüm safra kesesi poliplerinin %1’i kanserleşme riski taşır. Olguların kanserleşme riskini tepit etmede USG’deki polip boyutu ve görünümü fikir verebilmektedir. Geniş tabanlı ve 10mm’den büyük lezyonlarda kanserleşme riski %37 iken, saplı ve 10 mm’den küçük poliplerde malignite riski ihmal edilebilecek kadar düşüktür. USG bulgularının şüpheli olması durumunda bilgisayarlı tomografi ve endoskopik ultrasonografi kullanılabilir.
Safra Kesesi Polibi Olan Herkes Ameliyat Edilmeli midir?
Polip saptandığında karar verilmesi gereken en önemli husus; hangi grup hastaların ameliyat edileceği, hangilerinin ise sadece takip edilmesi gerektiğidir. Çünkü; tüm polipleri ameliyat edecek olursak bu olguların sadece %1’inde kanserleşme riski olduğu için geri kalan %99’u gereksiz yere ameliyat olmuş olacaktır. Bu yüzden bu konudaki risk faktörlerini iyi bilip ameliyat kararını bu risk faktörlerine göre belirlemek gerekir. Polipin 1cm.’den büyük olması, geniş tabanlı olması, hızlı büyüme göstermesi, kişinin 50 yaşından büyük olması polipteki kanserleşme riskini arttıran faktörlerdir.
Bu bilgiler eşliğinde; polip semptomatikse (ağrı, bulantı, kusma varsa) veya ek sorunlara neden olmuşsa (safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı gibi) çapına veya görünüm gibi diğer faktörlere bakılmaksızın ameliyat edilmelidir. Semptomatik olmayan polip mevcutsa ve 1 cm.den büyükse opere edilir. Semptomatik olmayan polip 1 cm’den küçük olmasına rağmen; takiplerde hızlı büyüme gösteriyorsa veya solid ve geniş tabanlı yapıda ise veya milimetrik boyutta üç veya daha fazla polip varsa veya beraberinde safra kesesi taşı varsa veya kişi 50 yaşın üzerinde ise ameliyat önerilmelidir.
Bu olgularda safra kesesinin laparoskopik (kapalı) ameliyatı altın standarttır. Fakat çok nadir olmak üzere kanser riski çok yüksek olan ve ameliyat öncesi yapılan tetkiklerinde kese duvarını aşmış lezyon mevcut olan olgularda duruma göre açık ameliyat yapılabilir. (Laparoskopik ameliyatlar ve avantajlarından ayrı bir yazıda bahsedeceğim.)
Bunun dışıda kalan vakalarda (ki poliplerin çoğu bu kategoridedir) polipin yapısına göre, üç veya altı ayda bir USG kontrolü yeterlidir.
Detaylı bilgi ve randevu için biz sizi arayalım.
İlgili Makaleler
Sindirim Sistemi (Mide ve Bağırsak) Kanseri
Gastro-Intestinal (GI) kanser, sindirim sistemini etkileyen kanser grubu için kullanılan bir terimdir. Bu; yemek borusu, safra kesesi ve safra yolu, karaciğer, pankreas, mide, ince bağırsak, bağırsak (kalın bağırsak veya kolon ve rektum) ve anüs kanserlerini içerir.
Devamını OkuAnal kondilom
Cinsel yolla bulaşan viral hastalıklardan en sık görülenidir. Etken Human Papilloma Virüs (HPV) denilen virüstür. Virüs bazal hücre tabakasında yerleşir. Kuluçka süresi olan 1-6 ay geçtikten sonra virüsler çoğalarak yüzeye ilerler ve virüs parçacıkları yüzeyde siğil halinde ortaya çıkar...
Devamını OkuAnal bölge abse ve fistülleri
Anal bölgede ortalama 6 adet (3-12 arasında) bez vardır ve bezler kısa ve ince yollar aracılığıyla anal kanala açılır. Bu yollar yabancı materyal ile tıkandığında enfeksiyon ve sonucunda abse gelişir...
Devamını OkuMide By-Passı
Mide (Gastrik) bypass, mide ve ince bağırsakların yediğiniz yiyeceği kullanma şeklini değiştirerek kilo vermenize yardımcı olan cerrahi operasyondur.
Devamını OkuKaraciğer Kanseri
İki tür karaciğer kanseri vardır; Primer Karaciğer Kanseri ve Sekonder Karaciğer Kanseri (hepatik metastaz). Metastaz yapan ikincil kanserlerin aksine, vücudun başka bir yerinde başlar ve karaciğere yayılır, primer karaciğer kanseri karaciğer içindeki hücrelerden başlar.
Devamını OkuZayıflama
Kilo vermeye çalışan herkes için çok çabuk kilo kaybetmek istemek doğaldır. Ancak yavaş ve düzenli kilo vermek sağlıklı bir beden için önemlidir.
Devamını OkuKaraciğer Hastalıklarında Beslenme Tedavisi Nasıldır?
Karaciğerinize yardım etmezseniz, o da size yardım edemez. Bunun sonucunda karaciğer hastalığı ve muhtemelen diğer organları etkileyebilecek bozukluklar oluşacaktır.
Devamını OkuGastroözofajial Reflü Hastalığı ve Tedavisi
Gastro özofajial reflü, alınan gıdaların ve/veya mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Bu kaçışın özellikle yatar pozisyonda ve yemeklerden hemen sonra mide içi basıncın artmasıyla günde 10 defaya kadar olması ve dört dakikadan kısa sürmesi normal kabul edilebilir...
Devamını OkuMide Kanserleri
Tütsülenmiş ve aşırı tuzlanmış gıdalar riski arttırır. Bu tür gıdaların içerdiği nitritler karsinojenik etkilidir. Aklorhidri varlığında midede normal flora dışı bakteriler artar ve bunlar nitratları nitritlere dönüştürür...
Devamını OkuPankreas Kanseri
Pankreas, karın ile mide ve omurga arasında yer alan bir bezdir. Kan şekeri seviyesini kontrol eden sindirim ve hormonlara yardımcı olan enzimleri yapar. Bazen bu işlem bozulur. Vücudun onlara ihtiyacı olmadığında veya eski hücreler ölmediğinde yeni hücreler oluşur. Ekstra hücreler, tümör adı verilen bir doku kütlesi oluşturabilir.
Devamını OkuKalın Bağırsak (Kolon) Kanserleri
Kalın bağırsak kanserleri tüm kanser tipleri arasında en sık görülen 4. kanser olup, her yıl Dünyada yaklaşık 1 milyon yeni kalın bağırsak kanseri vakası teşhis edilmektedir. Günümüzde ortalama riske sahip bir insanın ömür boyunca kalın bağırsak kanserine yakalanma riski %4-5’tir...
Devamını OkuLaparoskopik Safra Kesesi Ameliyatları
Safra Kesesi karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karaciğerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organdır. Ortalama uzunluğu 10 cm. genişliği 3 cm. olan küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur.
Devamını OkuMeme Kanseri
Risk Faktörleri Erken menarş (12 yaş altı), geç menopoz (55 yaş üzeri), Geç hamilelik, emzirmemek, Doğum kontrol hapı, Menopoz sonrası HRT (Östr + prog), Meme kanseri hikayesi, Çocukluk çağında ışınlanma (RT), Beslenme ve çevre, Obezite, yağlı, kalorili..
Devamını OkuFissür Nedir?
Anal fissür, anal kanalının astarında, kanal içine uzanan anüste bir kesik veya yırtılmadır. Bağırsak hareketi sırasında ve sonrasında ağrıya neden olabilir ve dışkıda kan olabilir. Anal fissürlerin çoğu, bir santimetreden daha küçüktür. Ancak anüs, vücudun oldukça hassas bir parçasıdır. Sonuç olarak, bu bölgedeki bir ağrı, küçük bir yırtılmayla bile, oldukça şiddetli olabilir.
Devamını OkuOBEZİTE CERRAHİSİNDE YÖNTEMLER
Tüp Mide Ameliyatı, laparoskopik (kapalı) yöntemle ve genel anestezi altında gerçekleştirilir. Özellikle son dönemde en sık uygulanan obezite cerrahisi yöntemidir. Midenin bitiş noktası olan pilora yaklaşık 3-6 cm uzaklıktan başlanarak özel aletler yardımı ile yemek borusuna kadar midenin tüp haline getirilmesi işlemidir. Yaklaşık 45 dakika kadar süren işlem sonrası midenin yaklaşık %75-80’ lik bir kısmı çıkarılmış olur...
Devamını OkuPlonidal Sinüs (kıl dönmesi) ve tedavisi
Pilonidal sinüs hastalığı temel olarak içerisinde kıl bulunan boşluk ya da abse dokusudur. En sık kuyruk sokumu üzerinde yerleşir. Gelişimine ait iki teori vardır. Birincisi konjenital teori: Bu teoride anne karnında iken (fetüste) cilt altı dokularda orta hattın eksik birleşmesi sonucu dermal kist kalıntısı olarak geliştiği varsayılır...
Devamını OkuLaparoskopik Safra Kesesi Ameliyatları
Safra Kesesi karaciğerden salgılanan safranın toplandığı, karaciğerin alt kısmında bulunan torba şeklinde bir organdır. Ortalama uzunluğu 10 cm. genişliği 3 cm. olan küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. Görevi; safra sıvısını depolamak...
Devamını OkuSafra Kesesi Taşları ve Tedavisi
Safra Kesesi karaciğerden salgılanan günlük yaklaşık bir litre safranın toplandığı, küçük, kese biçiminde bir organdır. Karaciğerin alt yüzünde, karaciğerle temas edecek biçimde bulunur. Görevi...
Devamını OkuTiroit Hastalıkları - Guatr ve Tedavisi
Tiroit bezi: Tiroit, boynun ön tarafında, Adem elmasının alt kısmında yerleşik ve kelebek şeklinde 20-25 gr ağırlığında bir iç salgılı bezdir. küçük ama güçlü bir organdır ve metabolizmamızı dengeleyecek olan, metabolizmanın çalışma hızını belirleyen T3 ve T4 hormonlarını salgılar...
Devamını OkuHemoroidal Hastalık ve Tedavisi
Hemoroid, makattaki mevcut damarların genişlemesi ve bağ dokusunun sarkması sonucu oluşan bir hastalıktır. Hemoroid Neden Olur? Hemoroidin Belirtileri Nelerdir? Hemoroid Kimlerde görülür? Hemoroidin Evreleri, Hemoroid Tedavisinde En Sık Kullanılan Yöntemler, Lazer Hemoroid Yönteminin Etkisi...
Devamını OkuPilonidal Sinüste Ameliyatsız Tedavi (Kristalize Fenol Tedavisi)
Yöntem lokal müdahale odası veya poliklinik koşullarında gerçekleştirilebilir. Bu yöntemde sinüs çevresi lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra ek bir kesi yapılmadan sinüs ağızlarından...
Devamını OkuEndoskopi
Endoskopi, kameralı esnek bir alet yardımıyla ağızdan veya makat bölgesinden girilerek üst sindirim sistemi veya kalın barsağın görüntülenmesi ve gereğinde müdahale edilebilmesine olanak sağlayan işlemin genel adıdır. Endoskopi, gastroskopi ve kolonoskopi olarak ikiye ayrılır. Gastroskopi yemek borusu, mide ve ince barsağın başlangıç kısmının görüntülenmesi, kolonoskopi ise kalın barsak ve ince barsağın son kısmının görüntülenmesi işlemidir.
Devamını Oku